Karakterler, MICE kısaltmasını kullanarak ulusa ve dünyaya yönelik varoluşsal tehditlerle kendi savaşlarını verirken, giderek daha derin bir entrika ve aldatmaca dünyasını takip ediyor. Bu kısaltma, şu anlama geliyor: ParaİdeolojiUzlaşma (diğer adıyla şantaj)Ego. Mars Diyaloğu sırasında Dr. Blake, bir sohbette “OBE” kısaltmasının yanlış bir şekilde “Overcome By Events” olarak açıklandığını belirtiyor. İstihbarat topluluğu ve Savunma Bakanlığı da dahil olmak üzere ABD hükümet kurumlarında, “OBE” kısaltmasının doğru/resmi açıklaması “Overcome By Events”tir. “Şair-casus” olarak da bilinen eski CIA karşı istihbarat şefi James Jesus Angleton, istihbarat oyununu “aynaların vahşi doğası” olarak tanımladı; bu ifade T.S. Eliot’un Gerontion (adı Yunancada “küçük yaşlı adam” anlamına gelir) başlıklı şiiri, yaşlı bir adamın fikirlerini ve izlenimlerini anlatan ve hayatının çoğunu I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da geçiren bir adamın bakış açısını anlatan bir iç monologdur. 19. yüzyıl). Zeki insanların dünyasında, gerçeklik ile yansımasını birbirinden ayırmak zordur, isterseniz öyle söyleyin, sanki bir “aynalar salonunda”ymışsınız gibi bir yanılsamadır. The Graham Norton Show’da izlendi: Cher/Keira Knightley/Michael Fassbender/Josh Brolin/Jalen Ngonda (2024). “The Agency”, casus gerilim filmi hayranlarının mutlaka izlemesi gereken bir film. Öncelikle, oyuncu kadrosu kesinlikle inanılmaz. Michael Fassbender, Jeffery Wright, Richard Gere ve Katherine Waterston’ı içeriyor. Sadece bu oyuncu kadrosu bile filme bir şans vermek için yeterli bir sebep ve ayrıca gerçekten iyi bir dizi. Bu dizinin ve oyuncu kadrosunun çoğunun bir ödüle aday gösterilmesine şaşırmam. Dizi, gizli hayatından vazgeçip eski sevgilisiyle (Waterston) sahaya dönmesi emredilen gizli bir CIA ajanını (Fassbender) konu alıyor. Eski sevgilisine hala aşıktır. Ona olan aşkı gerçek hayatına ve misyonuna müdahale etmeye başlar. Casus gerilim filmlerinin veya iyi gizem dizilerinin hayranıysanız, bu diziye bir şans vermelisiniz. Hayal kırıklığına uğramayacaksınız.